NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
عَنْ خَالِدٍ
الطَّحَّانِ
عَنْ خَالِدٍ
الْحَذَّاءِ
عَنْ أَبِي
قِلَابَةَ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ أَبِي
لَيْلَى عَنْ
كَعْبِ بْنِ
عُجْرَةَ
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَرَّ بِهِ
زَمَنَ
الْحُدَيْبِيَةِ
فَقَالَ قَدْ
آذَاكَ
هَوَامُّ
رَأْسِكَ
قَالَ نَعَمْ
فَقَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
احْلِقْ
ثُمَّ
اذْبَحْ
شَاةً نُسُكًا
أَوْ صُمْ
ثَلَاثَةَ
أَيَّامٍ
أَوْ أَطْعِمْ
ثَلَاثَةَ
آصُعٍ مِنْ
تَمْرٍ عَلَى
سِتَّةِ
مَسَاكِينَ
Ka'b b. Ucre'den rivayet
olunduğuna göre,
Resûlullah (S.A.V.)
Hudeybiye (seferi)' sırasında Ka'b'ın yanına gelip:
"Başının bitleri
sana eziyet verdi mi?" diye sormuş. O da: Evet, cevabını vermiştir. Bunun
üzerine Nebi (S.A.V.):
"Başını tıraş et
sonra da bir kurbanlık koyun kes yahut üç gün oruç tut, yahut da altı fakire üç
sa' hurma yedir", buyurmuştur.
İzah:
Buhârî, mııhsar,
meğâzî, merdâ, tıb, keffârat; Müslim, hac; Tirmizî, hac; tefsîr sûre ;
Muvatta', hac 238; Ahmed b. Hanbel, IV, 241-243.
Hevâm, hâmmenin
çoğuludur. Hâmme ise, yılan gibi zehirli olan hayvan demektir. Sinek ve böcek gibi şeylere de "hâmme''
denirse de burada kast edilen bittir. Zekât bölümününde de açıklandığı gibi bir
sa', örfî dirhemle 3,333 kg. ağırlığındaki ölçüdür.